ROCK BİR YAŞAM TARZIDIR TIKLAYIN VE BU YAŞAM TARZINA SİZ DE KATILIN
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretşi defteri
  KURT COBAIN ÖLÜM TEORİLERİ
  NİRVANA ŞARKI SÖZLERİ
  KURT COBAIN HAKKINDA HERŞEY
  NİRVANA ALBÜMLERİ
  NIRVANA RESİMLERİ
  METALLICA
  SEPULTURA
  DİSTURBED
  KORN
  CHİLDREN OF BODOM
  EVANESCENCE
  MANOWAR
  AEROSMİTH
  LED ZEPPELİN
  LİNKİN PARK
  P.O.D
  MEGADETH
  BON JOVI
  SENTENCED
  BLACK SABBATH
  OZZY OSBOURNE
  DEEP PURPLE
  IRON MAIDEN
  BEATLES
  PENTEGRAM
  HALUK LEVENT
  => Haluk Levent Makaleleri
  => Makale2
  => Makale3
  => Makale4
  => Basında Haluk Levent
  => Basında Haluk Levet 2
  => Basında Haluk Levent 3
  => Haluk Levent Albümleri
  => Haluk Levent play list
  ŞEBNEM FERAH
  ÖZLEM TEKİN
  HAYKO CEPKİN
  MAVİ SAKAL
  Rock müzik adına...
  Nirvana play list
  EMRE AYDIN
  TV SEYRET

Get your Halloween clock

Free Cursors
ROCK BİR YAŞAM TARZIDIR TIKLAYIN VE BU YAŞAM TARZINA SİZDE KATILIN
<
hayir.tr.gg
Makale4
Eurovision Macerası
HalukWEB 06.18.2006 tarihinde yazdı (976 reads)
Eurovision’a ilk kez 1975 yılında katılmışız. Semiha Yankı’nın “ Seninle Bir Dakika” adlı eseri ile. Ben hayal meyal hatırlıyorum o zamanları. Çocukluğumda Eurovision, (özellikle tek kanallı dönemde) müzikal kültürümüzün çok önemli bir alanını işgal ederdi.

Eurovision’a ilk kez 1975 yılında katılmışız. Semiha Yankı’nın “ Seninle Bir Dakika” adlı eseri ile. Ben hayal meyal hatırlıyorum o zamanları. Çocukluğumda Eurovision, (özellikle tek kanallı dönemde) müzikal kültürümüzün çok önemli bir alanını işgal ederdi. Günlerce konuşulur, tartışılır, komplo teorileri geliştirilir, kimin kime kaç puan verdiği hesaplanır, yer yer dostluk, çoğu zaman düşmanlık duyguları körüklenirdi. Günümüzde toplumumuzun Eurovision şarkı yarışmasına bakışı bir hayli değişmiş durumda. Daha kendine güvenli bir algılayış yerleşti. Ne de olsa bizim de artık bir birinciliğimiz var.

Eurovision’un Türk müzik hayatına kazandırdığı veya Eurovision sayesinde sanat hayatında bir adım fazladan atmış müzisyenlerimiz de bir hayli fazla. Nilüfer, Ajda Pekkan, Neco, MFÖ, Seyyal Taner ve Kayahan, Semiha Yankı, Ayşegül Aldanç, Candan Erçetin, Arzu Ece, Demet Sağır oğlu, İzsel, Reyhan Karaca, Şebnem Paker ve Tuba Önal, Sezen Aksu, Nükhet Duru, İlhan İrem, Füsun Önal, Fatih Erkeç, Sertab Erener, Aşkın Nur Yengi, Harun Kolçak, Burcu Güneş, ve Işın Karaca aklıma ilk gelen isimler. Sırf bu yönüyle bile Eurovision, müzik hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir.

Benim değinmek istediğim konu başka. Tamam, çok güzel bir şey yaptık. Eurovision’u kazandık ve yarışmanın ülkemizde yapılmasını sağladık. Üstelik ertesi sene de dördüncü olduk, ki bu da önemli bir başarıdır. Ancak gözüme şöyle bir sorun takılıyor ki bu sorunun ne kadar önemli olduğuna siz karar verin. Sertab Erener’in ve Athena’nın şarkıları ne kadar Anadolu kültürünü yansıtıyordu? Şarkılar Türkçe bile değildi. Üstelik TRT’nin de üyesi olduğu Avrupa Yayıncılar Birliği’nin (Europian Broadcasting Union EBU) düzenlediği Eurovision’un yarışma şartnamesinin bir bölümünde “ yarışmaya katılacak şarkıların ulusal tatlar ve unsurlar içermesi beklenir/tavsiye edilir” türünden bir ifade var. Yani bu bir zorunluluk değil olsa da denetlemek çok zor. Bu iki şarkıda da nasıl bir ulusal tat var? Doğrusu merak ediyorum. Mesela Sertab Erener’in şarkısındaki oryantal tınılar Anadolu kültürüne mi ait yoksa Arap kültürüne mi?

İngilizce şarki söylemek zorunlu değilken niye böyle bir yol seçiliyor anlamıyorum. Diyelim ki kanıt şu şekilde gelişiyor: “ Efendim İngilizce evrensel bir dil” Peki müziğin dili daha evrensel değil mi? Türkiye’nin, önüne amacını net şekilde koyması gerekiyor. Ülkemizi ve halkımızı kültürel olarak temsil etmek mi, yoksa yarışmayı kazanmak mı? Sanırım yarışmayı kazanmak öncelikli amaç oldu ve bu amaç ziyadesiyle gerçekleştirildi. Ancak bazı şeylerden geri kalmadık mı?

Ben şahsen bir Türk vatandaşı olarak, bizimle alakası olmayan bir şarkıyla birinci olacağımıza kültürel yapımızı dışarıya daha iyi yansıtabilecek bir şarkıyla sonuncu olmayı tercih ederim. Hem sonra, buradaki birinciliğin veya sonunculuğun birbirine üstünlüğü var mı? Kültürler birbiriyle yarışabilir mi? Üstün kültür veya aşağılık kültür olabilir mi? Eurovision’un etik amacı kültürleri bir araya getirmek ve diyaloglara yeni kapılar açmak olmalı. Ya da ben öyle olması gerektiğini düşünüyorum. Ama sonuçta bu da para kazanılan bir mekanizma ve yüz milyon eurolardan fazla getirisi olan bir organizasyon. Organizatörler işin bu yönünü keşfetmiş olacak ki, daha magazinsel şarkıların yarışmada yer almasını teşvik eder bir konuma yöneliyorlar.

İşin bir de ulusal boyutu var. Türk halkını temsil edecek bir şarkının ve şarkıcının seçilirken Türk halkına hiç sorulmaması, ayrı bir tartışma konusudur. En azından sadece ön elemeyi TRT’nin yapması ve nihai seçimi kamuoyuna bırakması gerekmez mi?

Ben son yıllarda Eurovision’daki şarkıların giderek birbirine benzediğini, deyim yerindeyse tektipleştigini ve tatsız bir hal aldığını düşünüyorum. Bu yüzden kendi alternatiflerimi koymak zorundayım ve gelecek sene üç şarkıyla yarışma finallerine katılma kararı aldım. Beğenilip beğenilmemesi veya şarkılarımın finallere kalıp kalmaması önemli değil. Ben kendimi üstüme düşeni yapmakla sorumlu hissediyorum.

Bu senenin finalist şarkisi “ Rimi ley” e gelirsek. Şarki gerçekten de güzel degil ve basit. Sadece yarışmayı kazanmak gibi ucuz bir hesapla düşünülmüş ve ortaya konmuş gibi geliyor bana. Çok büyük bir sürpriz olmazsa önemli bir başarı beklemiyorum.

Sevgiyle kalin
Haluk Levent
 
 
Myspace Calendar

 
 
 

-----bertarock.tr.gg-----

BU SİTE BERNA ERTEKİN GÖK VE TANAY ERTEKİN TARAFINDAN SİZLER İÇİN HAZIRLANMIŞTIR. SİTEMİZİ ZİYARET ETTİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ. BERTAROCK.TR.GG

-----bertarock.tr.gg-----

 
 
 
Günlük Burç
 
 
 







sitene ekle
Müzik Haberleri
 

http://www.berrock81.tr.gg

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol